MANDELA
“Kazanmak, hiç başarısızlığa düşmemek değildir,” der Nelson Mandela (1918-2013). “Kazanmak, her düştüğünde tekrar ayağa kalkabilmektir.”
Henüz on yaşında yetim kalan Mandela, siyahların oy hakkı dâhil pek çok haktan mahrum kaldığı bir ülkede daha lise yıllarında mücadele etmeye başlar. Derslerini ihmal etmeyen Mandela, şartların zorluğuna rağmen yılmaz ve Güney Afrika’nın ilk siyah avukatı olur.
Güney Afrika’nın özgürlüğü için gerekirse ölebileceğini ifade eden Mandela gerçekten de ölümüne bir mücadeleye girişir. Sonuç olarak hapse atılır ve hayatının yirmi yedi yılını burada geçirir. Sonra da biliyorsunuz, siyahların oy hakkı bile olmayan bir ülkede bu mücadelenin sonucu olarak devlet başkanı olur.
Kitap okumanın bile yasaklandığı, elinize kalem bile alamadığınız, televizyon gazete gibi iletişim araçlarının olmadığı hapishane hayatında mücadele eden bir adamın başarısını gördükten sonra hiçbirimizin mazeretlerin arkasına sığınma hakkı yoktur sanırım. İçinde bulunduğumuz şartların daha kötü olduğunu kim iddia edebilir?
Bizi mutlu edecek olan şey sıra dışı başarılar kazanmak değil, sadece mevcut yeteneklerimizi kullanarak elimizden geleni yapmaktır.
