Anasayfa » Trenden Yolculuğu

Trenden Yolculuğu

Halil ÇIKRIKLAR

“Mutluluk yaşadığın hayat tarzında değil, hayata bakış tarzındadır.”

Tolstoy

 

 

Trenden Yolculuğu

 

Hayatı bir tren yolculuğuna benzetiyorum biraz. Bizi iyi tanıyan biri tarafından bindirildiğimiz, sürpriz bir hedefe doğru yol alan bir trendeki yolcularız hepimiz.

Her birimizin oturduğu kompartman farklı olsa da aynı istikamete doğru gidiyoruz. Buna rağmen her birimizin bu yolculuktan beklentisi ve memnuniyeti farklı düzeylerdedir.

Örneğin, bazıları koltukların çok rahat olmadığını düşünürken diğerleri pürüzsüz rayların üzerinde sarsıntısız bir şekilde ilerleyen treni konforlu bulur.

Bazıları kompartımanla sınırlı bir hayatın sıkıcılığından şikâyet ederken diğerleri seçeneklerinin çok olduğunu düşünür. Yanındaki insanlarla sohbet etmek, müzik dinlemek, kitap okumak, gözlerini kapatıp hayal kurmak, solunum egzersizi ya da meditasyon gibi seçeneklerimiz var. Hiçbir şey yapmak istemese bile pencereye dönüp her an değişen manzaranın tadını çıkartmak varken sıkılmak akıl karı değildir bazılarına göre.

Bazıları trenin kalabalık olduğundan şikâyet ederken bazıları kendi kompartımanında bulunan kişilerle sınırlı minik bir dünya kurmak gibi seçeneği olduğunun farkındadır. Ve bu kişileri seçme hakkı olduğu için durumdan memnundur iyimser bakanlar.

Kesin olarak bildiğimiz şey, bu yolculuğun bir şekilde sona ereceğidir; kesin olarak bilemeyeceğimiz şey ise ne kadar süreceği. Ve en önemli soru:

“Nereye gidiyoruz?”

Bazıları, aklını kurcalayan bu soruyu göz ardı etmeye çalışsa da çalışan bir zihnin bu sorudan kaçması zor gibi görünüyor. Doğru yanıtı nerede bulalım?

Annemiz, babamız, arkadaşlarımız güvenli bir kaynak olabilir mi? Peki, ya onlar da bilmiyorsa?

Aynı trendeki diğer yolculara güvenebilir miyiz? Zira hepsi hayatlarında ilk kez bu yolculuğa çıkıyor. Sanırım bu insanlar da bizim gibi bu sorunun cevabını arıyorlar. Peki ya makinist?

Yolculuk boyunca pek çok insan sürpriz bir hedef olan son durağı unutmaya çalışırken bazıları da merak eder. Zira sıcak bir iklime gidecekse yazlıklarını, soğuk bir iklime gidecekse kışlıklarını hazır tutmak ister. Dağa çıkacaksa kayak takımı, denize gidecekse yüzme kıyafetlerini yanında götürmek ister bazı insanlar örneğin.

Ve sonuçta pek çok insan bu yolculuğu hasbelkader sürdürürken bazıları çekilmez bulur hatta yolculuğun normal seyrini beklemeden atlamaya kalkar. En acısı da bu sanırım.

“Mutluluk yaşadığın hayat tarzında değil, hayata bakış tarzındadır,” der Tolstoy.

Peki, ben ne düşünüyorum?

Açıkçası benim fikrimi sormasa da beni bu trene bindirenin trenden önceki hayatımı da kontrol altında tuttuğunu düşünüyorum. En zayıf olduğum dönemde beni sağ salim büyütüp tren vagonuna yerleştiren güç sanırım benim için iyi şeyler düşünüyor.

Yolculuğun ufak tefek sorunları olacak elbette. Zira esas önemli olan gittiğim yer. Trenden önceki hayatımda ve şimdi yolculuk sırasında beni koruyup gözetleyen güç sanırım gideceğim yerde de yalnız bırakmayacaktır. Ve belli ki benimle ilgili fena planları yok.

Yolculuğun kısıtlılıklarıyla dertlenmektense güzellikleriyle teselli bulmak daha cazip geliyor. Açıkçası yoluma devam ederken nereye gittiğimi de araştırmaya çalışırım ufak ufak.

Çok da uzun olmayan bu yolculuğun biteceği kesin. Yolculuk boyunca sanırım zihnimi meşgul etmesi gereken daha önemli bir mesele yok. Bu yüzden tren yolculuğu boyunca araştırmama devam ederim. Ulaşabildiğim herkesin görüşlerini dinlerim. Aklıma en çok hitap eden doğru cevabı bulduğumda bununla ilgili hazırlıklarımı yaparım.

Sonra da yolculuğun bitmesini beklerken her anın tadını çıkarmaya çalışırım.

Peki, ya siz?

17 Mayıs 2021

 

İlgili Yazılar

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x