Anasayfa » Kusursuz Bir Anayasa!

Kusursuz Bir Anayasa!

Halil ÇIKRIKLAR

“Herkes kendi geleceğinin mimarıdır.”

İngiliz Atasözü

 

 

Kusursuz Bir Anayasa!

 

“Nasıl bir anayasa istersiniz?”

Bu soruya benim en kısa yanıtım başlıkta kullandığım ifade olurdu. Sanırım pek çok kişi benim gibi kusursuz bir anayasa ister. Peki, bu mümkün mü?

En azından şimdiye kadarki deneyimlerimiz bunun mümkün olmadığını göstermiştir. Peki, bu platformda akademisyenlerin görüşüyle hayallerimize kavuşabilir miyiz? Harika bir yasa taslağı ya da önerisi çıkar mı buradan? Herkesin üzerinde uzlaşacağı, herkesi mutlu edecek bir anayasa…

Bir hekim olarak görüşümü sorsanız -özellikle salgın günlerinde yaşadığımız zorlukları da hatırlatarak- gerek ekonomik gerekse yaşam koşulları açısından bizi tatmin edecek bir kısım düzenlemeler isteyebilirdim. Örneğin, salgını bir an önce bitirmek için daha katı önlemler alınmasını isterdim.

Ama bir esnaf olsam bu değişiklik önerisini ciddi bir tepkiyle karşılardım. Esnaf ekonomik krizle boğuşurken ekonomik güvencesi olan hekimler elindekilerin kıymetini bilsin, derdim. Ve pandemi kısıtlamalarının abartıldığını, artık şu dükkânların bir an önce açılması gerektiğini ifade ederdim.

İki yaşındaki yavrusu bir sarhoşun kullandığı aracın altında can veren anne olsam, alkollü araç kullanıp ölüme sebebiyet verenlerin misliyle cezalandırılmasını isterdim. Ama yirmi yaşındaki alkollü gencin annesi olsam, bunalımlı bir anında alkol almak gibi bir hata yapan genç adamın kasıtlı olarak bu ölüme sebebiyet vermediğini, zaten yaşadığı sarsıntının ona yeteceğini, bu yüzden ağır bir cezaya çarptırılmaması gerektiğini söylerdim.

Kocası tarafından ihanete uğrayan bir kadının ruh haline girebilsem ihanetin ağır bir bedeli olması gerektiğini düşünürdüm herhalde. Ama çapkın bir kocayla empati kursam ve onun adına fikrim sorulsa minik bir kaçamağın çok da abartılmaması gerektiğini düşünebilirdim.

Dini hassasiyetleri olan birisi örneğin 1921 ve 1924 anayasalarında yer alan “Türkiye Cumhuriyeti’nin Dini İslam’dır.” ibaresinden hoşnut olurdu. Ama laik görüşe sahip olanlar 1928 yılında bu ifadenin kaldırıldığı metni daha hoş buluyorlardır.

Kendisini ülkenin en zeki ve akıllısı sanan bir kısım insanların ruh haliyle düşünsem “Devlet işlerini nasıl düzenleyeceğimizi cahil halka sormayalım,” derdim. Ama gerek Çanakkale gerekse Birinci Dünya savaşında olduğu gibi en kritik zamanlarda canını ortaya koyan ve memleketimizi kanı pahasına savunan bu kitlenin haklı tepkisiyle karşılaşırdım.

Hâsılı sekiz milyar insanın yaşadığı dünyada olduğu gibi seksen milyon insanın yaşadığı ülkemde de şimdiye kadar kusursuz bir yasa düzenlemek mümkün olmamıştır. Parmak ucuna kadar her biri farklı özelliklere sahip olan insan türünün hemfikir olacağı bir yasal düzenleme imkânsız gibi görünmektedir. Sadece ülkemde değil, tüm dünyada gerçek budur.

Umutsuz bir tablo çizdiğim için üzgünüm ama dost acı da olsa gerçekleri söylermiş. Yine de ümit verici bir şey söylemeden bu makaleyi sonlandırmak istemem.

Belki de özgür ruhlu insan, aklının yetmeyeceği şeyler olduğunu da kabul etmelidir. İnsan, onu kendisinden bile iyi tanıyan sınırsız bir güç sahibinin olduğunu hatırlayıp önerilerine kulak asmış olsa dünyamız daha güzel bir yer olurdu.

Temelde felsefe ve neredeyse tüm inanç sistemleri erdemli bir hayatı telkin etmektedir. Erdemli bir hayatta suç ve kargaşa olmaz. Bu yüzden yasalara ihtiyaç bile duyulmaz. Zira tüm yasalar masum insanları, erdem çizgisinden sapanların zararından korumak içindir.

“Herkes kendi geleceğinin mimarıdır,” der bir İngiliz Atasözü. Güzel bir hayat sürmek için bizim dışımızdaki tüm düzenlemelerden daha etkili ve önemli bir şey varsa o da kendi yaşam ilkelerimizi belirlemektir. İşte bu konuda yetkinin bizde olduğunu hatırlamakta fayda var.

İnsanların, erdemi tüm geçici yasaların üstünde tuttuğu huzurlu bir toplumda yaşayabilme hayalleriyle…

 

28 Haziran 2021

İlgili Yazılar

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x