Hayatın ne kadar süreceğini bilemeyiz. Bu yüzden iyi yaşamak ve mutlu ölmenin sırrını bulmak önemlidir.
Hayatın sonuna doğru önemli şeyleri keşfederiz ama bizim için çok geçtir. Oysa yaşlıların keşiflerinden erken yaşlarda yararlanmanın önünde engel yoktur.
Yazar John Izzo, yaptığı araştırmada altmış yaş üstündeki katılımcılara hayatın sırrına dair sorular sormuştur. Bu yaşlılar öyle sıradan insanlar değildi. Çevresi tarafından bilge olarak tanınan yani mutluluğu ve hayatın anlamını keşfetmiş kişilerden oluşan bir grubu çalışmasına dahil etmiş yazar.
Bu insanlar arasındaki birçok farklılığa rağmen (yaş, din, kültür, meslek, eğitim, ekonomik durum) daha iyi yaşamanın sırları hemen hepsinde ortaktı. İşte kitap bu sırlardan bahsediyor.
“Bilgeliğin onda dokuzu zamanı akıllı kullanmaktır,” demiş Theodore Roosevelt. Bilgece yaşamak için iki temel gerçeği unutmamalıyız. Her şeyden önce sınırlı vaktimiz var. İkinci olarak bu sınırlı ve belirsiz vakit içinde zamanımızı kullanmak üzere önümüzde sınırsız sayıda seçenek bulunmaktadır. Bu seçimler bilgeliğimizi yani yaşam kalitemizi ve mutluluğumuzu belirleyecektir.
Kırklı yaşlarda okuduğum bu kitap -yıllardır hayat, mutluluk ve anlam üzerinde kafa yoran bir yazar olarak- beni şaşırtmıştı. Çalışma sonuçlarına bakılırsa hayattaki en önemli sırların başında “Kendinize karşı dürüst olun!” ilkesi geliyor. Gün geçtikçe bu ilkenin önemini daha fazla idrak ediyorum. Ve tam da bu konuyla ilgili güzel bir söz:
“Hayattaki en büyük trajedi bütün hayatınızı peşinde gittiklerinizin doğru olmadığını görmeye harcamaktır,” demiş Henry David Thoreau. Şimdi de eserden –aklımdan hiç çıkarmak istemediğim- birkaç sözü eklemek istiyorum:
En çok korktuğumuz şey mümkün olduğu kadar dolu yaşamayıp hayatımızın son anlarında son kelimelerimizin “Keşke!” olmasıdır.
Geçmişi veya geleceği düşünerek bugünü mahvetmediğimizde anı yaşamaya başlarız.
Hayattaki en büyük keşif bir şeyi daha iyi yaptığınızı görmektir.
En büyük mutluluk kaynaklarından biri de bir şeyleri daha iyi hale getirmek konusundaki küçük katkılarımızı hissetmektir.
Birçok kişi için en büyük engel bilmek değil, gitmektir. Belki de birçoğumuz mutluluğa ve amaca giden sırları biliriz ama bunları yaşamayı bilmeyiz. Bilmek yalnızca ilk adımdır.
Hayatınız üzerinde düşünmek için her hafta 30-60 dakikanızı ayırın.
Düşünmeye zaman ayırmamak kredi kartı hesabımızdaki borçları biriktirmeye benzer. Küçük borçlar zaman içinde ödenemeyecek borçlar haline gelebilir.
Bilgece yaşadığımızda ölümden korkmayız.
Mutlu insanlar ölümden korkmaz. Nasıl yaşıyorsak öyle ölürüz.
Aslında insanların yaşamlarının sonunda korktukları en büyük şey ölüm değil yaşamamış olmaktır. Hayatımızın sonunda korktuğumuz şey tamamlanmamış olma duygusudur; yapmak için doğduğumuz şeyi yapmamış olmaktır.
Bir yıl bile bilgece yaşamak yılların pişmanlığını silebilir.
Yaşadığınız hayatı yargılamayı bırakın ve yaşayabileceğiniz bir hayata devam edin.
Bu kitabı okumakla ilgili en büyük pişmanlığım, geç kalmış olmaktır. Umarım takipçilerim bu eseri okumakta geç kalmazlar.