Anasayfa » En Doğru Tercih

En Doğru Tercih

Halil ÇIKRIKLAR

“Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez.”

Montaigne

 

En Doğru Tercih

 

Gençlerimiz gece gündüz çalışıp hayatlarının en önemli sınavlarından birisine hazırlandılar (Üniversite Sınavı). Sınav da geçti ve sıra geldi ikinci önemli aşamaya:

“En doğru tercihleri yapmak!”

Herkesin farklı bir tercihi var. Mesela, bazı anne ve babalar komşularına anlatırken övünecekleri bir şeyler olsun istiyor. Pek çok genç ise az çalışarak çok kazanacakları bir mesleğin hayalini kuruyor.

Kanaatimce en büyük hatalardan biri öğrencinin aldığı puanın izin verdiği en yüksek bölüme girme çabasıdır. Kayıp maliyet analizi dediğimiz bu hata pek çok gencin -başarılı olsa bile- mutsuz olduğu bir kariyer hayatına neden oluyor.

Önümüzde duvara dayalı bir merdiven var. Başarı, hızla bu merdivenin en üst basamağına tırmanmak değildir. Zira en üst noktaya geldiğinizde merdivenin aslında yanlış duvara dayalı olduğunu fark edersiniz çoğu kez. Maalesef inip yeniden bir başka duvara dayalı merdivenin tepesine tırmanmak için zamanınız kalmaz bazen. Bu yüzden yanlış yolda olduğunuz müddetçe ne kadar hızlı gittiğinizin bir önemi yok.

Peki, ya biz akademisyenler, sınavı kazandıktan sonra karşımıza gelecek olan bu gençlere ne önerebiliriz?

Ben derim ki; şayet birkaç haftalık mutluluk yaşamak istiyorsa gençler puanlarının elverdiği en yüksek bölümleri seçsinler. Birkaç yıllık eğitim hayatını düşünüyorlarsa en güzel şehirde ve eğitimi en kolay olan bölümü seçsinler. Ekonomik güvence istiyorlarsa Tıp Fakültesi gibi stresli bölümleri seçsinler. Otuz kırk yıllık mutlu bir iş hayatı istiyorlarsa getirisine hiç bakmadan severek yapacakları meslekleri seçsinler.

Fakat bu tercih olayını abartmasın gençlerimiz ve de aileleri. Zira üniversite sınavı ve tercihlerden hatta paradan, kariyerden daha önemli şeyler var hayatta.

“Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez,” der Montaigne. Hedef olmalı elbette ama bir o kadar önemli husus doğru hedef belirlemektir.

Bu yüzden derim ki, gençlerimiz önce hayatlarının merkezindeki kavramı netleştirsinler. Zenginlik, saygınlık, statü ya da rahat bir yaşam mı öncelikli yoksa mutluluk mu?

Mesela, güzel bir bölüm kazandığı halde okula bile başlayamayan, başladığı okulu bitiremeyen, okulu bitirip mesleğini icra edecek fırsat bulamayanların hüzünlü hikâyelerini sıkça duyuyoruz. Güzel bir meslek sahibi olup emekli olana kadar çalışan şanslı gruptan olanlar da sonsuza dek yaşamıyor, değil mi?

Hayatın sonu karanlık bir boşluk, diyorsanız Epikür gibi her şeyden haz almanın yolunu aramalısınız. Fakat üç günlük dünya hayatının sonunda bizi bekleyen sonsuz bir hayat olduğuna inananlardansanız işte o zaman da erdemli yaşamak gibi bir kısım sorumluluklarımız olduğunu hatırlamak gerekir.

Üniversite sınavına giren herkesin bildiği basit bir formül vardır. Herhangi bir sayının sonsuza bölümü sıfıra eşit kabul edilir. Yani seksen yıllık bir ömür sürsek de sonrasının sonsuz bir hayat olduğuna inanıyorsak tercihlerimizi yaparken sıfır değerindeki geçici bir dünya için kendimizi paralamanın bir anlamı yok.

Yeryüzündeki en mükemmel canlı yani insan, en önemli hedeflerin peşinden koştuğu zaman yeryüzündeki en mutlu canlı olmayı başarabilir. Peki, hayatımızdaki en önemli hedefi nasıl tespit edebiliriz?

Hayatımıza anlam katacak bir hedef belirlemenin en kolay yolu okumaktır sanırım. Örneğin sıra dışı yaşam sürmüş özel insanların biyografileri ilham kaynağı olabilir bizim için.

Okudukça ufkumuz açılır. Hayatı anlamak için uğraşan yaşam ustalarının bir ömür harcayarak ulaştığı değerli formüllere zahmetsizce ulaşırız okuyarak.

Mesela, “Hayatın anlamı nedir?” sorusuna Freud’un cevabı şudur: “Çalışmak ve sevmek…”

Einstein’ın hayatta iki amacı varmış. Bunlardan birisi herkese barış ve adalet getirecek bir teori geliştirmek; diğeri ise sade bir yaşam sürmekmiş.

Filozofların görüşlerine değer verdiğinizde burada üniversite sınav sonuçları ve tercihlerin pek de bir önemi olmadığını görürsünüz.

Sınav sonuçlarına göre “Başarısız” görünen kardeşlerime de bir çift sözüm var. Bu sınav hayatınızın dönüm noktası değildir. En kritik an, sizi mutluluğa götürecek olan erdemli bir hayatın daha önemli olduğunu gerçekten fark ettiğiniz andır. Bunun için ise hiçbir zaman geç değildir.

Her sabah güneşin doğuşuyla uyandığımızda tercihler yaparız. Sadece önümüzdeki bir günü doğru ve faydalı şeyler yaparak huzurlu geçirme kararı üniversite tercihlerinden daha az önemli değildir.

Geçmeyi hayal ettiğiniz yollardan daha önce geçmiş ve pek çoğunuzun hayal ettiği hedeflere ulaşmış binlerce insana sorduğunuzda size benzer şeyleri söyleyecektir. Hayattaki önemli şeyleri öğrenmek için ömrünüzün sonuna gelmeyi beklemeyin.

Doğru yaşanmış bir hayatın ödülü olan sağlık ve huzur dileklerimle…

 

12 Ağustos 2021

 

İlgili Yazılar

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x