Anasayfa » BİR SOSYOPATIN İTİRAFLARI

BİR SOSYOPATIN İTİRAFLARI

Halil ÇIKRIKLAR

Sıra dışı bir kitap buldum kitapçıda. Hem de etiketin yarı fiyatına olan hasarlı kitaplar arasında. Tereddüt etmeden satın aldım ve okudum.

Yazar adını bile açık yazmamış. Ama kitabın adını ve soyadını yazınca bir vesikalık fotoğraf buldum. Gayet şirin bir genç kadın, hem de gülümsüyor.

Ama kitabı okudukça samimi itiraflar olduğunu gözlemledim. Hukuk profesörü olacak kadar akademik başarılara imza atmış bir sosyopatın samimi itirafları ustaca bir dille aktarılmış.

Zor insanlar var çevremizde. Hep ön planda kalmaya çalışan, kendini beğenmiş, duygusuz, bencil ve acımasız olduğunu düşündüğümüz için uzak durmak istediğimiz kişilerden bahsediyorum. İşte bu kitapta tam da o zor insanlardan birinin samimi itiraflarını okuyacaksınız. Kitaptan birkaç alıntı yaparsam durum daha anlaşılır olacaktır sanırım:

 

Genetiğin ve çevrenin ikili garip cilvesi yüzünden psikologların antisosyal kişilik bozukluğu dedikleri, başkalarının haklarını ısrarla görmezden gelme ve bunları ihmal etme olarak adlandırılan bir rahatsızlığım var.

Dış görünüşümün ya da sosyal statümün çok ötesinde bir özgüvene sahibim.

Özgüvenimin en belirgin işareti karşımdakinin gözlerinin içine bakmam. Kimileri buna avcı bakışı diyor ve görünüşe göre sosyopatların çoğu böyle bakıyor.

Sosyopatlar içlerinden geldiği gibi davranmakla ünlüdürler. Ben çabuk huzursuzlanırım; bir konu üzerinde uzun süre odaklanmaktan sıkılırım; bir işte birkaç yıldan fazla kalamam.

Eğer sevimlilik, kendini beğenmişlik, duygusuzluk ve aşırı akılcılık sosyopatlara özgü özellikler ise birçok sosyopatın başarılı şirket yöneticisi olmasına şaşmamak gerekir.

Sosyopatlar empati kurmayı beceremedikleri için başkalarının göze alamadığı eleman çıkarmak gibi kirli işler için uygundurlar.

Bencillik, heyecan peşinde koşma, kişilere hükmetme, sözel saldırganlık ve aşırı kendini beğenmişlik başlıca özelliklerimdir.

İnsanları, satranç tahtamdaki taşlar gibi görüyorum. Onların iç dünyaları ya da renkli duyguları beni ilgilendirmiyor.

Ben, insanların vicdan ya da pişmanlık adını verdiği şeye sahip değildim.

Bana kalırsa insanların biraz sosyopatik olmayı isteyecekleri birçok şey var. Bu sayede kalabalık önünde konuşmaktan ya da hislerime yenilmekten korkmuyorum.

Özellikle haklı öfke karşısında kayıtsız hatta ilgisiz kalabiliyorum.

Dünyaya normal görüntülü maskemi sunuyorum.

Sözlerimi güçlendirmek için hafifçe çenemi ileriye doğru uzatır, muhatabımın gözlerinin içine bakarken gergin bir şekilde gülümserim.

Kimi zaman birinin bana öfkelendiğini anlamam mümkün olmuyor.

İnsanları mahvetmek son derece tatlı bir duygu!

İnsanlara kolay güvenmem ve bağlanmam. İnsanları öylece terk etmek kolay gelir bana.

Bu gezegendeki en zeki insan olmadığımı biliyorum ama öyle hissediyorum.

Dünyayı anlamaya çalışıyorum ama bir türlü kendimi anlayamıyorum.

 

Sosyal çevrenizdeki her otuz kırk kişiden birinin sosyopat olduğunu hatırlatmama izin verin. Bu eseri okuduktan sonra –daha önce- sinir bozucu bulduğunuz bu insanlara bakış açınız değişecek. Onlar sizi anlamasa da siz onları daha iyi tanıyacaksınız. Bu insanları tanıdıktan sonra yaptıkları yüzünden kendinizi yiyip bitirmeye bir son vereceksiniz. Nihayetinde daha iyi hissedeceksiniz. Tüm bu ödüller için kitap okunmaya değer diye düşünüyorum.

 

İlgili Yazılar

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x